PoweR Forum
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


PoweR Forum
 
KapıAnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yapPowerForumFM

 

 İLginçç devamı xD

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
mRT
Hırslı Üye
Hırslı Üye
mRT


Erkek
Mesaj Sayısı : 165
Yaş : 32
İl : Sinop
Ruh Hali : İLginçç devamı xD Anlayi10
Tuttuğu Takım : İLginçç devamı xD 1450
Kayıt tarihi : 28/09/08

Karakter Sayfası
Rep Puanı:
İLginçç devamı xD Left_bar_bleue400/0İLginçç devamı xD Empty_bar_bleue  (400/0)
Level Experience:
İLginçç devamı xD Left_bar_bleue47/67İLginçç devamı xD Empty_bar_bleue  (47/67)

İLginçç devamı xD Empty
MesajKonu: İLginçç devamı xD   İLginçç devamı xD Icon_minitimeC.tesi Ekim 04, 2008 1:01 pm

Christina kimdi?

"Operadaki Hayalet" kadın kahramanı Christin adlı bir sopranodur. Hayalet´in aşık olduğu kadındır ve bir polis müdürünü sever ama bunlar romandaki öyküyü oluştururlar. Oysa Christina gerçektir yani İsveçli bir sopranodur. Leroux çağdaşı olan Christina´dan esinlendiğini söylerken, kendisini tanımadığını ekler. Başarılı sopranonun başından geçen iki olay ilginçtir. 1901´de Londra´da yine hayaletli opera binalarından birisi olarak bilinen Drury Lane´de La Traviata operasında oynamaya giden Christina´yı gala gecesinde dinleyenlerin arasında Galler Prensi ve onun konuğu olan İran Şahı vardır. Oyundan sonra kendisini ziyaret edeceklerini tahmin eden Christina, Paris´den çok pahalı ve özel bir giysi getirtir ve hazırlanarak soylu konuklarını beklemeye koyulur. Aradan bird saat geçer ve gelen giden olmaz, umudunu kesen Christina, görkemli giysisini çıkararak yine operada giydiği paçavra giysiyi giyer, içinde pek rahat değildir ve denemek amacındadır. Birden kapı vurulur ve Şah´ın geldiği bildirilir, Christina şaşırır, giysisini değiştirmeye vakit yoktur, reddeder ama Şah inatçıdır. Christina odadan o kılıkta fırlar ve Şah´ı kolunu tutarak haykırır; "Siz çok kötü bir Şah´sınız, bir saat önce çok güzeldim, sizin için giydiğim muhteşem bir giysi içinde bekliyordum ama şimdi sefil bir görünüm içindeyim. Ayaklarımda bir ayakkabı bile yok." der ve çıplak ayağını kaldırarak Şah´ın burnuna dayar. Bundan sonra Şah´ın ne yaptığı bilinmiyor çünkü Christina´yı alıp odasına girer. Ama Christina, herkesin içinde İran Şah´ının burnuna çıplak ayağını dayayan tek kadın olarak tarihe geçer. Yine aynı yıllarda Christina Rusya´da Petersburg´a Faust operasında Margarita´yı oynamaya gider. Oyun sırasında ünlü "Mücevher Aryası"nı söylemektedir, mücevher kutusunu açar ve içindeki gerçek mücevherlerle karşılaşır. Mücevherler Çarlık tarafından armağan olarak verilmiş ama sahteleriyle karıştırılarak, oyun aksesuarlarının arasına girmiştir. Christina, kutudakilerin gerçek olduklarını hemen anlar ve aryayı keserek; "Ne güzel şeyler" diye haykırır. Olayın içyüzünü bilmeyenler, hala Faust´da böyle bir sözcüğün olup olmadığını tartışıyorlar. Christina´nın Rusya gezisi olaylarla doludur, her oyundan sonra ince bir giysiyle, yalınayak karlarda koşturması, ayı avına çıkıp, bir ayıyı bizzat vurduğu ve ayınınpostunu Londra´daki evinin holüne serdiği unutulmayan anekdotlardandır. İsveçli Christina, Leroux´nun Christin´i gibi değildi ama gerçekti...


Sinemada "Operadaki Hayalet"

"Operadaki Hayalet" sinema sanatındı sadece gizemli bir müzik delisinin avlandığı bir öykü değildir. Sinema tarihindeki yeri Lon Chaney ile bütünleşir. Chaney, özel makyaj ve efekt tekniklerinin olmadığı bir çağda salt kendi yeteneğiyle operanın labirentlerinde dolaşan öylesine çirkin ve etkin bir tip yaratmıştır ki, hala bir baş yapıt olarak akıllarda kaldığı gibi, sinema okullarında örnek olarak da gösterilir. "Bin Yüzlü Adam" denen Chaney, 1925´lerde hızla yayılan sessiz sinemanın tanınmış oyuncularından değildi, "Operadaki Hayalet"le dünya çapında ün kazandı, bunun yanısıra da "Operadaki Hayalet" bir korku filmi klasiği olarak Dracula ve Frankenstein yanında literatüre geçti. Filmde Christine´i oynayan genç oyuncu Mary Philbin ise, parlak ve keskin drama örneğini vermesiyle anımsanır. Filmde, Chaney´in yüzünden maskını fırlatarak oynadığı "Ölünün Başı" bölümü sinema tarihinin en iyi sahnelerinden birisi olarak kabul edilir. Uzmanlara göre, doğru gölgelerin, doğru yerlerde böylesine iyi kullanıldığı bir başka örnek yoktur. Chaney bunu onaylamakta ve; "Orada korkunun bütün hayalini verebildik." demekteydi. "Operadaki Hayalet" o yıllara göre büyük başarı sağlamış bir film olmasına karşın, günümüze kadar sadece dört kez daha sinemaya aktarıldı. İkinci versiyon 1943´de renkli ve sesli olarak çekildi, Hayalet´i Fransız aktör Claude Rains oynuyordu. Öykü ile oynanmış ve Rains´in oynadığı bir bestecinin yüzüne dökülen asit sonucunda korkunç bir hale yani Hayalet´e dönüştüğü canlandırılmıştı. Önceki film kadar Gotik olmayan bu yapıtta müzik daha ön plandaydı ve dönemin ünlü şarkıcısı Nelson Eddy´de filmde oynuyordu. İlginç olan bu filmde Chaney´in filminden alınan resimlerin kullanılmasıydı ve film sonunda bir fotografi Oscar´ kazandı. Daha sonra Leroux´nun öyküsü bir İspanyol filminde "El Fantasma de la Operetta" yine beyaz perdeye aktarıldı, buradaki Hayalet koro kızlarını öldüren çapkın ve acımasız bir katildi. 1962´de korku filmleriyle ünlü Hammer Filmcilik, Herbert Lom ve Heather Sears´in oynadıkları bir diğer "Operadaki Hayalet"i perdeye getirdi ama kayde değer bulunmadı. 1974´de yapımcı Brian DePalma işi sulandırarak parodi çizgisinde "Cennetin Hayaleti" adıyla, bir New York Rock´n Roll konser salonunda geçen farklı bir uyarlamayı filme aldı. Filmde Paul Williams´ın oynadığı eroin kullanan ve şarkıcı olmak isteyen kötü kalpli bir plak yapımcısı, Hayalet´i mizahi bir çizgide simgeliyordu. 1983´de "Operadaki Hayalet" Maximilian Schell´in başrolünü oynadığı bir mini-tv dizisinde görüldü, yanında büyüleyici Jane Seymour oynuyordu, 19. Yüzyıl Budepeşte´sinde geçen filmdeki Hayalet tiplemesi gerçek bir hayal olarak öylesine geçiştirildi. 1989´da "Elm Sokağı" korkunç Freddy´si Robert Englund Hayalet olarak kameranın karşısına geçti; bu tam anlamıyla özel efektlerle bezenmiş modern bir korku filminden başka birşey değildi. Ve 1990´da NBC televizyonu, oyun yazarı Arthur Kopit´in uyarladığı iki bölümlük bir tv dizisinde yaşamının son eforunu harcayan Burt Lancaster´ı Charles Dance ile birlikte oynatarak, farklı ama silik bir Hayalet denemesi daha yaptı. Görülüyor ki, Chaney´in özgün yetisinin dışında "Operadaki Hayalet" sinemada yeterince yerini alamadı. Çünkü kitabın temel ve gerçek karakteri olan Hayalet yani Eric, Leroux´nun kendi kişiliği ile bütünleşen karanlık ve gizemli bir tiplemedir; bunu farkeden veya bilmeden bütünleşen oyuncu Chaney´di ya da yazarın çağdaşı olmasının avantajını yakalamıştı. Leroux Eric´in gerçek kimliğini biliyordu ve "Operadaki Hayalet" dışındaki kitaplarında da onu kullandığını ima ediyordu. Bir söylentiye göre, Lon Chaney gerçek Eric´le karşılaşmış ve çok etkilenmişti. 1925 yılındaki filmde kullanılan ve Charles Hall tarafından gerçekleştirilen Paris Operası seti, hala durmaktadır. Universal Stüdyoları´nı gezenler 28 no´lu sette bina ile karşılaşabilirler.


Ve tüm zamanların en iyi müzikali

"Phantom of the Opera" çağımızın müzikal dehası Andrew Lloyd Webber´in besteleriyle 9 Ekim 1986´da ilk kez Londra´da sergilendiğinde, hemen herkes çok büyük bir müzik olayı ile karşılaştıklarını anlamışlardı. Webber ve ekibinin yarattıkları müzikal olağanüstüydü. Her ne kadar Christine´i ilk kez oynayan bestecinin o zamanki eşi Sarah Brightman´ın daha ön plana alındığı görüşünü savunanlar çıktıysa da, Hayalet karakteri olması gerekenin üzerindeydi. Webber´in dev müzikali hala Londra ve New York´da oynanıyor ve milyonlarca kişi tarafından izlendi ve izleniyor. Son ayların ne büyük tartışması ise, günümüz sinemasının Hayalet´i bir kez daha beyaz perdeye Webber´in müziği ile getirilmesi. Webber bu önerilere uzak duruyor ve; "Ben bir tiyatrocuyum." diyor. Sinema kritikleri ise Webber´le Steven Spielberg işbirliğini düşlüyorlar. Buna karşın Warner Bros´un projesi gündemde ama Hayalet rolü için John Travolta´nın düşünülmesi tüm dünyada tepki yarattı. Hayaletseverler kampanyalar oluşturarak "Elinizi, Hayalet´ten çekin..." diyorlar.




SPOT:

"Opera hayaleti gerçekten vardı. Uzun bir zaman için onun oyuncuların yarattığı, batıl inançların uzantısı olan bir hayal yaratığı olduğuna inanıldı ama hayır Eric etiyle, kanıyla gerçekti ve gerçek bir hayaletin tüm özelliklerini taşıyordu. Ben onu tanıdım ve ancak yaşayan bir hayalet olduğunu söyleyebilirim..." Gaston Leroux
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
İLginçç devamı xD
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» İLginçç xS

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
PoweR Forum :: VİDEOLAR :: Korkunç Olaylar-
Buraya geçin: